Kadınlar kapsam dışı herhalde *

Süper kupa maçına çıkmamak olumlu olmuştur. Kupa maçının yorgunluğu olsaydı, maç çok daha kötü biterdi. Şimdi en azından bir rövanş var. Tabi bu performans pek umut vadetmiyor ya... Haydi bakalım.

Kılıçdaroğlu sonrası CHP, tabanda, eskinin SHP-DSP-ANAP-DYP-MHP koalisyonu gibi... Bu doğru bir yön mü? Emin değilim.

(bkz: eşşoğlueşek)

Olabilecek bir olay. Sanki milyarlarca canlı insan vücudunda bizimle yaşamıyor. Hastalıkla dalga geçilmez.

"Sahte hoca" yoktur. Din, "geçirebildiğine"dir. Bir takımını mezarlıkta bırakıp, diğerlenini almak olmaz. Bu devirde dua için para verenler neden engellenmemektedir? Demek ki din, ticaridir. Bu uygulama ile bu kabul edilmiştir. Ondan sonra dinlerine bir şey söylediğimizde kabarmasınlar. Dua para karşılığıdır.

Kuru ot sonuçta. Nasıl bayatlayacak? Nasıl bitecek de kıtlığı olacak? Fazla fazla üretiyorlar.

Çok severim. Ancak her zaman yiyemiyorum. Geçmiş zamanlarda çöp tenekesinin yanına koyulmuş gördüm. Beynimden vurulmuşa döndüm. Bu lezzet çöpe atılır mı? Bu kadar mı zevksizsiniz arkadaş. Sütlü olsun. Ekmek atıp yiyeceksin arkadaş.

Madem allahın dili, sormazlar mı adama neden bu Arapça zaman içinde değişti? Harekeler kondu? Yoksa allah tek seferde mükemmel bir dil yaratamıyor mu * )

inandığı yolda gittiği kesin de... yıllardır bekleyen kim? Meçhul...

"Yapay Zeka" ifadesinin kısaltılmış hali.

Türkçesi "Yönetmen"dir işte. Filmde/oyunda/ yönetmen "yat" der oyuncu yatar. "Kalk" der oyuncu kalkar. Yapay zekada da o. Ayrıca "Yönetmen" Bankacılıktan, tiyatroya bir çok alanda kullanılan bir kelime. Ayrıca "Mühendislik" iş değil. Daha "Sanatsal" ve "yaratıcı bir iş...

(bkz: yapay zeka yönetmeni)

Medyada yer alan haberlere göre hayat hikayesi filme alınıyormuş. Haberlerde kimin çektiği yazmıyor. Çok uzak yıllar önce Sinan Çetin'in Ferdi Özbeğen hayranı olduğunu, sahnesini kaçırmadığını duymuştum. Umarım Sinan çetin çekmiyordur. Yapımcısı değildir.

Bu sorunun cevabı bu sözlükte bulunamaz. Çünkü Güzelliğin bir çok değişik boyutu var. Subjektif. Ayrıca bu soru bizi nereye götürecek? Güzel olsa bize ne olmasa bize ne. Bizi ilgilendiren bir boyutu yok.

Memlekette kaliteli mal olmaması. Bu hafta bizzat yaşadım. Papağanıma kafes alacağım. Gezdim şehirdeki pedshopları... Bir tane düzgün kafes olmaz mı? Hep ucuz. Hep kullanışsız şeyler. ipince teller veya boyalı demir. Tünekler ayrı komik. Bir standardı yok. Çok uzun tünek yok. illa kafesin telini bozarcasına kıstıracaksın kafese! Plastikleri o kadar kalitesiz. Kokuyor resmen. Kuş girmek istemedi ilk kez kokusundan. Çekmecesi ayrı b.ktan. Yapan kişi kapıdan dahi çalmış. Kapının hepsini örtmüyor kapı. Ve gene kapılarını bağlayacağım. Ve gene para sayıp aldım bu kafesi. Daha fazlasını da verecektim. Ama yok anasını satayım. internetteki kafesler bile kalitesiz. Sizin yapacağınız işi...

Türkçeye girmiş, tdk sözlüğüne girememiş garip sözcüklerden. "Sikims" yazınca bile, sözcük önerilerinde çıkıyor. çeyrek asırdır dilimizde olan bu sözcüğün anlamının sözlüklerde olmaması sözlüklerin ayıbı.

Türk sinemasının son dönemlerdeki furyası. Başarılısı var başarısızı var. Ancak kişi seçimlerde görüyorum çok yüzeysel düşünülüyor. Seçilen kişilerin çoğu hayattayken yaşamını kaleme almamış. Doğru, bir kişinin bir esere konu olması için hayatını yazması gerekmez. Fakat bir kitapla başlamak bence işi kolaylar. Daha sağlam bir yapı kurmaya yardımcı olur. yol gösterir. ikincisi çoğu zaman toplumca sevilen kişilerin ele alınması. Bu da sanırım (çoğu zaman) gişe getirici bir unsur olarak düşünülüyor. Fakat siz sağlam bir film yaptıysanız, konu olarak aldığınız kişinin gişeleri dolduracak denli hayranları olmasına gerek yok ki. Ki tamamen hayali insanların işlendiği filmler bile izleyiciyi çeker. Toplumca herkes tarafından farklı değerlendirilen, tartışmalı kişiliklerin de biyografi filmi çekilebilmeli. Ben mesela, yarın ölüm yıldönümü (Huzur içinde yatsın), farklı katmanlarla bir Vural Savaş biyografik filmi çekmek isterdim. Yani kişiyi, bir çıkış noktası olarak görürdüm. Varılacak bir amaç olarak görmezdim. Umarım ileride çok değişik biyografik filmler görebileceğimiz bir film piyasası olur.

Mevcut yasalar çerçevesinde, Kişiler kendi aralarında kendi hallerini kabul edebilir fakat toplumsal olarak kabulü mümkün değil. Basitleştirerek anlatayım, burun karıştırmak yasal olarak suç değil, fakat burnunuzu karıştırmanız, sümüğünüzü yemeniz hoş karşılanacak, kabul edilecek bir şey hiç değil. insanların çoğu için (ben dahil) tiksindirici.

(bkz: tatil nasıldı)

Hepsi birbirine benzeyen, tasarımı tekdüze posterler. Yanlarından geçerken gözlerim kanıyor. Sanki hepsini aynı şablondan çıkmış gibi... Bir tane değişiklik yapsanız ölürsünüz.. Tabi durumu da anlıyorum. Bu kusturucu poster tasarımlarını yapanlar da ekmeği peşinde. Müşteri ne derse o. Katlanacağız bir ay. Başka çare yok. Ben de... Her şey normal de sanki. Posterin tasarımına takılıyorum.